Startup Otopsileri Bölüm 3: Sen Kodladın Ama Sahibi Ajans Fikri Mülkiyet Felaketi
- Elif Özel Yücetürk
- 25 Tem
- 2 dakikada okunur
Exit masasına oturdunuz. Yatırımcılar, satın alıcı şirketin temsilcileri, hukukçular… Herkes anlaşma belgelerini inceliyor. Ancak masaya gelen ilk soru işin rengini değiştiriyor: Yazılım kimin üzerine? Markalar ve domainler gerçekten şirketin mi? Patent başvuruları şirket adına mı yapılmış? O ana kadar her şey yolunda görünürken, avukatların sunduğu rapor buz gibi bir gerçeği ortaya çıkarıyor: Şirket aslında sahip olmadığı bir şeyi satmaya çalışıyor. Bu noktada sürecin durdurulması kaçınılmaz hale geliyor. Yatırımcılar masadan kalkıyor, exit çöküyor ve startup mezarlığındaki yerini alıyor.
Fikri Mülkiyetin Sahibi Şirket Değilse
Startup’lar için en büyük varlık fikri mülkiyettir. Yazılım kodları, tasarımlar, markalar, domainler ve patentler… Bunların hukuken şirkete ait olmaması, işin temeline konmuş bir saatli bombadır. Maalesef birçok girişimci bu kritik konuya yeterince önem vermeden büyümeye odaklanıyor. Sonuç genelde aynıdır: Kodlar kurucu ortağın şahsi şirketi üzerinden geliştirildiği için devir işlemleri yapılamaz. Ajansla çalışılmış ama “Fikri Mülkiyet Hakları Devir Maddesi” sözleşmeye eklenmemiştir. Marka başvuruları şirket yerine kurucunun kendi adına yapılmıştır. Exit sürecinde tüm bu eksiklikler bir bir ortaya çıkar. Çözüm için ilgili tarafların imzası gerekir; ancak o noktada ya eski ortak ortadan kaybolmuştur ya da ajans astronomik rakamlar talep eder.
Startup Mezarlığında Tekrarlayan Hatalar
En sık görülen hataların başında hissedarlar arasında imzalanan sözleşmelerde “Tüm Fikri Mülkiyet Hakları Şirkete Devredilir” maddesinin eksikliği gelir. Çalışanlar ve ajanslarla yapılan sözleşmelerde de aynı hata tekrarlanır; üretilen her şeyin şirketin malı olduğu açıkça belirtilmemiştir. Tescil süreçleri ise ayrı bir kriz konusudur. Domainler ve markalar çoğunlukla şirket yerine kurucuların üzerine kaydedilir. Erken aşamada küçük bir ihmal olarak görülen bu detaylar, büyüdüğünde şirketin kalbine saplanan bir bıçak olur.
Sahip Olmadığın Bir Şeyi Satamazsın
Gerçek bir örnek üzerinden durumu daha iyi anlayabilirsiniz: Avrupa merkezli bir SaaS startup’ı, 25 milyon dolarlık exit anlaşmasının eşiğine gelmişti. Ancak alıcı şirketin hukuk ekibi incelemesinde, yazılım kodlarının %60’ının kurucu ortağın şahsi şirketi üzerinden geliştirildiği ve devrinin yapılmadığı ortaya çıktı. Kurucu ortak çoktan hisselerini devredip şirketten ayrılmıştı. Exit görüşmelerine ara verildi ve şirket kodların devri için eski ortağa başvurdu. Talep edilen astronomik bedel süreci tıkadı. Yatırımcılar sinirlendi ve masadan kalktı. Bir yıl içinde nakit akışı sorunları yaşayan şirket tamamen battı.Startup dünyasında sıkça duyulan bir söz vardır: “Sahip olmadığın bir şeyi satamazsın.” Yazılımı siz geliştirmiş olabilirsiniz, logoyu siz tasarlamış olabilirsiniz. Ancak bunların hukuken sahibi şirketiniz değilse, yatırımcılar için bir anlamı yoktur. Yazılımcının bilgisayarında duran kodlar şirketin değildir; yalnızca şirket adına tescil edilen, devri yapılmış varlıklar sizin sayılır.
Krizden Önce Önlem Almak
Startup’lar için önerim şudur: Şirketinizi kurar kurmaz fikri mülkiyet düzenlemelerini tamamlayın. Domainler, markalar, patentler ve yazılım kodları şirkete devredilmeden bir gün bile geçirmeyin. Ajanslarla imzalayacağınız her sözleşmede açıkça devri hükme bağlamadan işe başlamayın.
Yatırımcılar için de uyarı nettir: Due diligence sürecinde fikri mülkiyet sahipliğini mutlaka sorgulayın. Eksiklikler gördüğünüzde yatırım kararınızı yeniden değerlendirin.Aksi halde exit masasında hayal ettiğiniz rakamları görmek yerine, bir startup otopsi raporunun konusuna dönüşürsünüz.




Yorumlar